Menu Close

Kirke Nasıl Kirke Oldu?

Kirke
  • Sihir
  • Mitoloji

12/Mart Bugün eve dönerken liseden beri görmediğim bir arkadaşımla karşılaştım. Bu milyonluk şehirde iki kişinin karşılaşma ihtimali nedir ki? Çok acayipti. Lisede yanıma bile yaklaşamayan o sümsük Caner gitmiş yerine bambaşka biri gelmiş. Ayrıca ceketinin altından bile abdominallerini sayabildim. (Tamam uslu duruyorum) Ayak üstü lafladık, telefonlarımızı verdik birbirimize falan, öyle işte.

03/Mayıs Neredeyse iki aydır Canerle mesajlaşıyoruz. Gözüm devamlı telefonun mesaj ışığında, başka hiçbir şeye odaklanamıyorum. Bu kadar iyi anlaşmamız normal mi?

22/Mayıs Bugün artık yüz yüze görüşmemiz gerektiğine karar verip öğle yemeği için buluştuk. Sanırım 6 saat kadar aralıksız sohbet ettik. Kalbimin bu kadar hızlı attığını uzun zamandır hatırlamıyorum. Sanki zaman durdu ve biz o zamansız yere gittik. Kaybolmuştum da artık eve gelmişim gibi bir his. Mutluluk mu? Yoksa aşk mı? Belki de her ikisi…

26/Mayıs Kalp çarpıntısı, bir kaç tane sıcak öpücük, heyecan, ter ve birleşme… Acaba birlikte uyumak mı yoksa sevişmek mi ruhları daha yakın kılar birbirine?

15/Haziran Sevgili miyiz, değil miyiz hiçbir önemi yok. Bu hislerimin ise hiç tarifi yok. Yüksek sesle “seni seviyorum” bile demekten çekiniyorum büyü bozulacak diye. Ömrümün sonuna kadar her yeri sen kokan bir evde saatlerce seni dinlemek, izlemek ve sevmek istiyorum. Üzerimde olduğuna inandığım o lanet artık yok. Erkeklerden uzakta tek başıma kedilerimle ölmek istemiyorum artık. 03/Temmuz Ben aşık olmamalıymışım. İçimden bir canavar çıkıyormuş. Kimse kimseyi 24 saat sevemezmiş zaten abartıyormuşum. Tehlikeliymişim ve çok değişmişim. Bahaneler miydi bunlar bilmiyorum. Ama kapıyı vurup gittiğini biliyorum. Bir de telefonlarımı açmadığını. Nefes alamıyorum.

09/Temmuz Birkaç gün izin aldıysam da işe gitmek zorundayım. Hala telefonlarımı açmıyor ve ben hala nefes alamıyorum. O yüzden çok az konuşuyorum ve de uyuyorum ve de yiyorum.

Hala Temmuz sanırım… Tüm fallar ve arkadaşlarım tekrar bir araya geleceğimizi söylüyorlar. Bir de “boşver kızım, o kaybeder”ciler var. Kafamın içinde çok fazla gürültü varken bir de dış seslerle uğraşmak istemedim. O yüzden bir süre kimseyi göresim yok. Kedilerim yeter. (Merhaba sevgili lanetim!)

14/Ağustos Sanırım en zor kısmı geride kaldı. En azından bazen gülebiliyorum ve daha az içiyorum. Hayal kırıklığım Noel Baba’nın olmadığını öğrenen çocukla yarışır. Ama hala ara ara deliriyorum. İşte o zamanlar bildiğim tüm arkadaşlarına ulaşmaya çalışıyorum, mailler atıyorum, tüm sosyal medya hesaplarına yeni mesaj var mı diye bakıyorum. Ama her yer kapı, duvar.

02/Eylül Sanırım yeni bir kız arkadaşı var. O yazmasa bile, kız arkadaşı Caner’i tagleyip aşklı, gülücüklü bir şey yazmış. Kız da baya güzel ve aklı başında biri gibi. Umarım benim gibi olmaz sonu.

31/Aralık Yeni yıl yeni kararlar getirir değil mi? Ben de bundan böyle kendi hayatımdaki en büyük yeri başkalarına değil de kendime açmaya karar verdim. Son bir yılda hem bedenimdem hem de ruhumdan onlara verdiğim zarar için özür diliyorum. Başkalarını sevebildiğim kapasiteyle kendimi de sevmeye kararlıyım. En azından deneyeceğim. Mutlu Yıllar Hepimize!

08/Nisan Durduk yere gelen eski sevgilim napıyor dürtüsüne bu sefer teslim oldum. Ve twitter hesabına baktım. Yeni bir şey yazmamış ama kız arkadaşı bir gönderi de “Tam 1 yıl önce bugün hayatımın aşkını bulacağımı söyleseler inanır mıydım? Yıldönümümüz kutlu olsun sevgilim!” yazmış. Caner’i etiketlemiş… 4 Nisan’da yazmış… Sakin kalmaya çalışıyorum. Ne yapmam gerektiğine karar vermeden ya da gidip Caner’in gırtlağını kesmeden önce iyice düşünmeye ihtiyacım var.

10/Nisan Kıza mesaj attım. Dürüstlükle ve tarihleri vere vere herşeyi anlattım. Ama en zoru “Caner’in seni benimle aldattığını düşünüyorum.” demek oldu. Kızdan değil belki ama o kanı bozuktan biraz intikam almak istedim, yalan yok. “Mesaj attığından beri, kaltağın teki ol diye dua ettim, kesin bu baştan çıkartmıştır sevgilimi ya da külliyen yalandır dedim. Ama görüyorum ki sen de benim gibi aşık olmuş normal bir kızsın” dedi. Başka biriyle daha fazla empati kuramazdım sanırım.

11/Nisan Ayrılmışlar, kız bana mesaj attı. Neden bilmiyorum teşekkür etti. Ben de beni ne zaman isterse arayabileceğini söyledim. Yardım etmek istedim belki de sadece. Çünkü “Ondan sonra”sında bana kimse yardım edemedi, belki ben ona yardım ederim diye düşündüm. Ama şifanın en büyüğü başkalarından aldığımız değil, kendimize verdiğimiz şifadır. Öğrendim, şükür.