En Renkli Aborjin Tanrısı
- Garip Yaratıklar
- Mitoloji
Dev Gökkuşağı Yılanı yerin altındaki karanlıktan çıkmak istedi. O kadar güçlüydü ki yeri ittirdikçe dağlar ve tepeler yükseldi, aralarında vadiler açıldı. Sudan yaşamı çıkarttı ve yeryüzüne hayat verdi. Sırtındaki mavi renk kışı, kırmızı yazı, sarı ilkbaharı ve turuncu sonbaharı getirdi.
Gökkuşağı Yılanı halen aramızdadır. Bazen bir su kuyusundan başka bir kuyusuna hareket eder. İşte gökyüzündeki gökkuşağı hareket eden bu kutsal ruhun izidir.
Gökkuşağı Yılanı, 50.000 yıllık kültüre sahip olan Aborjinlerin yaratılış hikayesindeki ilk kutsal ruh ya da tanrıdır. Rengarenk dev bir yılan olarak tasvir edilir. Aborjin kültüründe tüm hayatın yaratıcısıdır ve aynı zamanda -kızdıgında- yok edicisidir. Avusturalya Kıtası içinde şekli ve ismi değişiklik gösterse de her zaman su ya da yağmur ile alakalıdır.
Aborjinlerin en bilinen hikayelerinden biridir ve de halen bu kutsal yılana inanç devam etmektedir. Fakat burada benim için daha da büyülü olan kelime Aborjin dilinden İngilizceye “dreamtime” ya da “dreaming” olarak tercüme edilen zaman kavramıdır.
Dreaming (Tur:hayal etme, rüya görme) ilk ruhların/tanrıların Gökkuşağı Yılanı gibi yeryüzüne gelip yaşamı yaratmaya başladıkları zamandır. Bu ruhlar yaşamı yaratıp yeryüzünden ayrılmamışlardır, dolayısıyla yaratım hala devam etmekte, “dream” (hayal, rüya) her an geçeğe evrilmektedir.
Bunun için Dreaming zamanı ne geçmiş ne gelecek ne de şimdidir. Her an ve hiçbir zamandır. Ayrıca ilk ruhlar dünyada kalırlarken kendilerini ağaca, yıldıza, su kuyularına ve taşlara dönüştürdükleri için “Dreaming” aynı zamanda yerle de ilgilidir. Her aborjin kabilesinin kendine ait Dreaming hikayeleri ve doğayı açıklama yolları vardır.
Yani gördüğümüz herşey bir rüyanın gerçeğe dönüşmüş halidir. Ne de olsa “Evren Tanrı’nın gördüğü rüyası” değil midir?