Türklerde Peri
- Sihir
- Mitoloji
Peri deyince aklınıza gelen ışıltı saçan minik kanatlı yaratıklar aslında daha çok Kuzey Avrupa mitlerinden gelmektedir. Bizdeki periler biraz farklı olsa da farsça kökenli olan “peri” kelimesi ile Latin kökenli “fairy” kelimeleri oldukça benzeşir. Dolayısıyla anlatılan peri hikayelerinde de benzer noktalar vardır. Avrupa mitlerinde perilerin goblinden denizkızına pek çok farklı formu vardır. Biz Türklerdeki genel inanış ise cinlerin dişi olanlarına peri demektir.
Daha eski Türk Mitolojilerinde periler “iye”, “irşi” ya da “perişte” olarak bilinir ve bir tür melektirler. Genelde beyaz elbise giyerler ya da beyaz saçları vardır. Bazen kanatlı olarak tabir edilir. Evde ocağın (yani aslında ateşin, ışığın) etrafında ortaya çıkar. Örgü ördüğüne inanılır. Evlerde onun için özel bir havlu asılır ve kimse kullanmaz ancak bu havlu ara sıra yıkanır. Periştelerin başı Kepe adlı melektir. İrşi ve iyelerin başı da kötü ruhları kovan koruyucu tanrıça İris Hanım’dır.
Periler, Dede Korkut Hikayelerinde Akkızlar olarak karşımıza çıkar. “Ak” Altay Türkçesinde cennet anlamına gelir. Akkızlar Tanrı Ülgen’in dokuz kızıdır. Tanrı Ülgen hava olayları, verimlilik ve doğurganlığı yöneten en önemli tanrıdır ve kızları da ilhama ihtiyacı olanlara yardım ederler. Şaman davullarına kamlara göğe ulaşmada yardımcı olmaları için Akkızlar çizilir.