Yuki Onna, yani “Karların Kadını”, Japon mitlerinde geçen bir çeşit ‘yokai’dir. Kar fırtınaları sırasında ortaya çıkar ve büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Genellikle uzun siyah saçlıdır ve beyaz bir kimono giyer. Teni kar kadar beyaz ve buz kadar incedir. Fakat bu hanım kızımızın kötü bir alışkanlığı vardır: karşılaştığı insanları kafasına göre öldürebilir.

Nefesi o kadar soğuktur ki, üzerinize üflediğinde soğuktan donarak ölebilirsiniz. Ya da nefesiyle sizin yaşam enerjinizi kendine çektiğini de söyleyen anlatılar vardır. Japonya’nın farklı bölgelerindeki efsanelerde onlarca farklı versiyonu vardır fakat en bilineni iki oduncuya ait hikayedir.

Karlı bir günde iki oduncu işlerini bitirip eve dönmek isterler ama kar fırtınası başladığı için geceyi ormanda geçirmeye karar verirler. Gecenin bir vakti genç olan uykusundan uyanır ve karşısında uçuş uçuş beyaz kimonolu efsane güzellikte bir kadın görür. Hemen yanında uyuyan yaşlı oduncu ise soğuktan donarak ölmüştür. Yuki Onna genç oduncuya yaklaşır ve: “Bu yaşlı adamı öldürdüm. Seni de öldürecektim ama o kadar yakışıklı ve gençsin ki, bu seferlik hayatını bağışlıyorum” der. “Ama olur da benden herhangi birine bahsedersen, bu gece burada yarım bıraktığım işi gelir tamamlar ve seni öldürürüm” der ve gider. Genç oduncu korkudan ödü kopsa da Yuki Onna’dan yıllarca kimseye bahsetmez. Bir zaman sonra evlenir ve bir sürü çocuğu olur. Yıllar mutlulukla geçer. Bir akşam karısına: “Sana baktıkça yıllar önce başıma gelen gizemli gece aklıma geliyor. Çok gençtim ve kar fırtınası vardı. Gecenin yarısında çok güzel bir kadınla karşılaştım. Hala emin değilim acaba o gece gördüğüm kadın bir rüya mıydı yoksa gerçekten Yuki Onna mıydı.” der. Bunu der demez, aslında Yuki Onna olan karısı gerçek görünümüne bürünür. “Yıllar önce bana verdiğin sözü tutmadın. Ama seni çocuklarımız hatrına öldüremem. Onlara iyi bak.” der ve birden bire eriyerek ortadan kaybolur. Ve artık o kadar da genç olmayan oduncu çocuklarıyla kalakalır.

Bilemiyorum 10 çocuktan ve sen yaşlanmıyorken, yaşlanan bir kocadan kaçmak için bir bahane de olabilir bu, bilemiyorum Altan!